Hegel'in dediği gibi "beni bir kişi anladı o da yanlış anladı" kime söylediği hala tartışmalara mazhar ancak beni cidden evren poposundan anlıyor!! Bir şeye olumlu odaklansam, misal şu dersten 90 alırım desem pat 30! 30 alırım desem pat 90?! Ya ben sorunluyum ne yaptığımı bilmiyorum ya da bir sıkıntı var dicem ama yok evden çıkıyorum ohhooo şimdi ne trafi k vardır; saatte 5 yollar da at koştur ama ne zamanki yol boştur çıkıyım tam saati desem net 2 saat otobüsteyim! Neyse ki bu durumu kendi içimde çözdüm de küçük oyunlarımla evrene nanik yapabiliyorum, ya da kendimi kandırıyorum hepsi muhtemel :)
Anlaması zor, anlaşması kolay biriyim. Yani bir kaç ayı kullanma kılavuzu oluşturmak için geçirdikten sonra çözülüyorum. Ne var yani tembel ve üşengeçsem? Yalanı da sevmem hayatımda hiç yer vermem diyemeyeceğim! Zaten allah aşkına şu hayatta asla yalan söylemem, dürüstlük ana prensibim; yalan söyleyenden haz etmem naraları da bildiğin palavra! Sanki gıcık olduğun patronuna "evet çok haklısınız" demek yerine "malın tekisin, bir de burada artist gibi takılıyosun!" diyebiliyorsun ya da dersinden geçmek için taklalar attığın hocana "anladın mı?" diye sorduğunda "evet" yerine "bokum gibi ders anlatıyorsun, bir de anlamamı mı bekliyorsun" mu diyorsun? Ya da elin mahkum muhattap olmak zorunda olduğun komşuna "aayy günaydın bilmem ne hanım, nasılsınız?" demiyor musun? Yani her halükarda hayatın bir evresin de yalanı sende kullanıyorsun, yok ben dürüstüm abi bunların hepsini de yaptım diyosan; eyvallah saygım sonsuz. Ben onun yerine "politik" olma taraftarıyım. Politik dediysek, duruma göre kıvırıyoruz demedik.. Hayır fena da kıvırmam ama mesele o değil..
"Canım sen de notlar var mı yea" şu ara favori cümlem :) Bütün konulara hakimmişçesine girmediğim dersler yol olmuş dönmüş dolaşmış beni bulmuş... Ama işi kuralına göre yapmak lazım; misal bir 10 gün önceden işe yarayacak kişiyle sohbet koyulaştırılır "bir kahve içelim canım ya arada" cümleleri havada uçuşturulur, bütün sosyal medya da söylediği, yazdığı ne varsa beğenilere boğulur. İşin raconu bu.. Allahtan sempatik bir insanımda, bütün bu çabaların onda biri bana yetiyor.. Ama sen sen ol, işi bağla. Hayır, çıkarcı değilim; insan canlısı hümanist bir yapıya sahibim.
İtaatkar, tamam aşkitoşum sen ne diyorsan o kızlarından da olamadım bir türlü. Hayır zaten neden olayım? Bir şey olacaksa benim dediğim olacak! Bezdirme, tüketme, sindirme gibi yöntemlerle o işi istediğim noktaya zaten bağlarım da arada ki gerginlik kısmı hoşuma gidiyor. Minik kavgalar olmadıktan sonra ne anlamı var aşkın meşkin...
Fevriyim de üstelik, ağzım dursa; kaşım durmaz.. Ucunu bucağını düşünmeden eser savururum. Tabi bu insanlarda biraz çekinme yaratıyor ama olsun herkes yerini bilecek, saksı değilim ben en çok ben konujahdlklksjlkfj :))
İşin iyi yanı kendimi biliyor, tanıyorum. Kabullenebiliyorum. Olduğumun dışında biriymiş gibi davranmıyorum. Bu sebeptendir ki kendini görmeyip konuşan, dolaşan insanlara tahammül edemiyorum. Eleştirirken kendimi tenzih etmek yerine yanlışlarımı da ortaya koyabiliyorum ki bence önemli olan da bu.. Olduğun gibi olmak... Yani sorun bende değil, bir düşün bakalım kimde?
o kadar haklısın ki,ne desem boş,ben de bu zamana kadar bulamadım sorduğunun cevabını malesef :( öööle takılmış gidiyorum,bu hengamenin içinde...
YanıtlaSilseni çılgın vosvos. sorunsuzsanız sorun suzsunuz....
YanıtlaSil