16 Mayıs 2016 Pazartesi

Delikli Koy


     Çeşme denilince ilk akla gelen Aya yorgi ve birbirinden ünlü plajları... Ama arada böyle sessiz sakin yerlerde lazım, hani fazla kalabalık olmayan kafa dinleyebileceğimiz diyorsanız pek güzel bir yere götürüyorum sizi hazır olun. 


     Ulaşım için bildiğim kadarıyla toplu taşıma aracı yok, bu yüzden arabayla gidiş yapılabiliyor. Alaçatı portu geçince, sörf okulları tarafına girmeden devam edin. Yol biraz uzun ve bozuk pekte bir tabela işaret yok; yanlış yola girdim diye vehamete kapılmadan ilerleyin. Halk plajı yazan bir tabela göreceksiniz, oradan giriş yapıp aracınızı park edin. Plaja varmış bulunuyorsunuz. 



    Muhteşem manzarasının yanı sıra burayı "Delikli Koy" yapan su altı mağaraları... Bu mağaraya dar bir çatlaktan giriyor, dalarak ilerliyorsunuz. Denemekte yarar var.   

    Ben en çok mayıs ve eylül aylarındaki sessizliğini, sakinliğini seviyorum. Giderken yanınıza meşrubatlarınızı almayı unutmayın, kayalıkların üzerinde manzaraya karşı gün batımını izlemek pek keyifli oluyor benden söylemesi... Ancak sezon başladığında, gece eğlencesi de genelde bu koyda sonlandırılır; sabahın en erken saatlerinde ayılmak için denize girmek isteyenleri bu koyda fazlasıyla görebilirsiniz, şaşırmayın. Her popüler olan şey gibi burası da daha fazla kalabalıklaşmadan gidip görmenizde yarar var.

     

15 Mayıs 2016 Pazar

Evlerde Endüstriyel Tasarım

   
 
      Eski fabrikalarıın, atölyelerin, depoların yaşam alanına çevirilmesi için dekore edilmesi özellikle ofis, mağaza, cafe gibi mekanlarda çokça dikkat çeker oldu. Özellikle de orjinalliğinin bozulmamış olması ancak modern bir görünümle harmanlanması bu tarz mekanları daha çekici hale getiriyor. Hal böyle olunca evlerde de endüstriyel tasarım fikri oldukça dikkat çekmeye başladı.


     Öncelikle ilk kural her şeyin görünür ve belirgin olması.. Ne kadar garip değil mi aslında eskiden o kalorifer boruları, baca boşlukları, kirişler, borular falan gizlenmeye çalışılır, dikkat çekmesin diye türlü tasarımlar denenirdi. Ancak bu belirgin halleriyle de oldukça şık duruyorlar bence..



Bu dekorasyonda en çok dikkat çeken ışıklandırma! Hiç öyle pahalı, taşlı tuşlu abartılı avizelere ihtiyacınız yok. Upuzun bırakacağınız ve tavandan sarkıtacağınız birden fazla duy yeterli olacaktır. Tabi endüstriyel tasarımlı masa üstü ışıklandırmalarda güzel fikir.


Renk seçiminde tabi ki pembeler, maviler, pasteller pek uygun değil. Gri, beyaz, siyah gibi tonlar daha hakim ancak. Belirli noktalarda turuncu, kırmızı gibi renklere de yer verebilirsiniz.



Duvarlara hareket vermek şart, bunun için modern tablolardan yararlanabilirsiniz. Ayrıca geri dönüşüm teması bu dekorasyonun vazgeçilmezi gibi.. Haliyle antikalarınızı dilediğinizce sergileyebilir, eski mobilyalarınızı yenileyerek kullanabilirsiniz.


Kara tahta boyasına boyanmış ve yenilenmiş bu dolap üzerine yazılan yazılarla oldukça hareketli ve şık olmuş. Düşünülüp değerlendirilebilir bir fikir gibi ne dersiniz?



             Ahşap ağırlıklı mobilyaların çok yakıştığı bu dekorasyona çok yakışan şeylerden biri de bana göre büyük çiçekler, yeşillikler... Atıl köşeleri renklendirebileceğiniz, evinizi canlandıracağınız bitkileri yerleştirin. Kürk ve postlarında çok şık durduğunu söylemeliyim.

Peki siz bu dekorasyon stilinin evlere yansımış halini nasıl buldunuz? 






12 Mayıs 2016 Perşembe

Youtube'ta Neler İzliyorum?



    Bir çok sosyal medya kanalı gibi youtube'ta artık oldukça revaşta.. Öyle ki bir çok şeyi görsel olarak bulabilmek, izleyebilmek oldukça yararlı ve öğretici. Peki ben bunu nasıl değerlendiriyorum, neleri takip ediyorum? 

     Öncelikle eğitim hayatımda youtube kanallarının eksik kaldığım noktalarda oldukça iş gördüğünü söylemeliyim. Alanım ile ilgili analizlerin, program kullanımlarının yer aldığı bir çok kanalı takip ediyor ve yararlanıyorum. Nedir canım bunlar bize de yardımcı ol derseniz bunu ayrıca anlatabilirim yorum bırakmanız yeterli..

     Bunun dışında daha çok boş vakitlerimi değerlendirmek, kısa boşluklarda eğlenmek için izlediğim kanallardan bahsedeceğim.

     Makyaj ve moda kanallarını sevdiğimi, denk geldikçe izlediğimi söylemeliyim. Ancak artık içeriklerin aynı olması, bir çok ürün tanıtımının buram buram reklam kokması beni fazlasıyla baydı. Açıkçası çantanızda ne var, merak etmiyorum çünkü muhtemelen aynısı benim çantamda da var. 

      Bir vintage tutkunu olarak izlediğim kanallardan ilki AUVINTAGE. Ahu Yağtu'nun kendi markasından ilham aldığı; moda, makyaj, vintage, yeni yerler keşfi gibi bir çok konuyu açıkladığı kanalda farklı konuklarla da sohbetleri yer alıyor. PostmodernJukebox henüz bu gurubu duymadıysanız, kanallarına bir göz atmanızı şiddetle tavsiye ederim. Günümüz popüler şarkılarını vintage olarak yorumlayan oldukça eğlenceli bir grup. Dinleyin, dinlettirin.

      Blog paylaşımlarını sevdiğim Billur Saatci'nin kanalında ise seyahatlerini, yeni keşiflerini izlemek oldukça keyifli oluyor. offnegiysem blogunu okuduysanız, kanalına da göz atabilirsiniz.

      Spor yapma olayını, salonlara yazılıp gitmeyerek harcadığım paralar sonrasında bıraktım. Ama bu demek değil ki hiç spor yapmıyorum. Arada gaza geldiğim zamanlar oluyor ki o zamanlar da Squatgirl'ü izliyorum. Hem spor hem de beslenme konusunda faydalı bilgiler yer alan kanala sizde göz atabilirsiniz.

       Makyaj teknikleri, makyaj bir ara çok izliyordum ki en fazla takip ettiklerimden biri NikkieTutorials bunun dışında esasen samimiyetleri ve muhabbetlerinin tatlılığından Siz Kimsiniz kanalına da bayılıyorum. Fezi ile Alp'in muhabbeti çok eğlenceli değil mi :)

       Sinema anlamında eleştiriler, öneriler veren ve bunu Filmler ve Filimler olarak kategorize eden aynı isimli kanalsa şu sıra ne izlesem acaba sorularımın cevabı gibi. Türk filmlerinde çalan plakların sahneleri ile birlikte yer aldığı plakların savaşı da bana göre oldukça nostaljik ve güzel bir kanal. Başka Bir Şey ise kısa film gibi sanki heyecanla izliyorum.

       Sanat, teknoloji gibi alanlarda ki paylaşımlarıyla severek takip ettiğim kanal ise Barış Özcan'ın kanalı, özellikle kitap okumalarını çok seviyorum. Kitap demişken, yazılarını da severek takip ettiğim Keşke Gerçek Olsa blogunun sahibesinin kitap yorumlarını paylaştığı kanalı Damla Cerrah'ta şu ara severek takip ettiklerimden.

       Benim son zamanlarda ki takip listem bu şekilde.. Bu kanal açma işi ciddi bir emek ve cesaret isteyen bir iş bu yüzden de karşılığını bulması gerektiğine inanıyorum. Ancak sırf ticari amaçla gerçekten iyi olmayan ürünlere güzel yorumlar yapmak ya da bütün kanalı baştan aşağı reklamla donatmak bana göre etik değil.. İşin garip kısmı bu tarz kanallarda oldukça takipçiye sahip, değişik.. Bir de minicik kızların kendi çapında makyaj kanalları açıyor olması oldukça sinir bozucu geliyor bana nedense.. Hayır 12 yaşında Mac kırmızı ruj senin neyine diye yorum yazasım falan geliyor kendimi zor tutuyorum :) Bir de bu kızları destekleyen anneleri de bana oldukça garip geliyor... Neyse efendim, sizin takip ettiğiniz ya da buna da bir bakmalısın dediğiniz kanallar var mı? Benim haberim yoktur da kanalınız vardır belki, yazın efendim bizde öğrenelim izleyelim :)

       

        

10 Mayıs 2016 Salı

Zamanda Yolculuk, Masumiyet Müzesi

    Orhan Pamuk kitaplarını sevdiğimi artık biliyorsunuz. Masumiyet Müzesi'de okuduğum ikinci kitabıydı sanırım bundan bir 7-8 yıl önce.. Açıkçası o objelerin abartılı anlatımları, biriktirilmiş onlarca eşya, saklanmış her bir parça bana abartılı gelmişti. Ama hikayenin yarattığı gerçekçilik, beni oldukça etkilemişti. Uzun bir süre sonra Masumiyet Müzesi'ne gidebilme fırsatı yakaladım ve o zaman anladım ki gerçekten muazzam bir çalışma ve kurgunun eseriymiş; laf söyleyebilmek haddim değilmiş.

     Müzeye giriş kitabınızın son sayfasındaki davetiye ile ücretsiz. Ancak kitabınız yoksa, öğrenci 10, tam 15 TL. Orhan Pamuk'un sesli anlatımı içinse ekstra 5 TL ödeme yapıyorsunuz. Sesli anlatımda uzun ve kısa anlatım tercihi mevcut; siz istediğinizi tercih edebilir merak ettiğiniz kutuların hikayelerini kısa anlatım tercih etseniz bile; kutuların üzerindeki numaraları tuşlayarak dinleyebilirsiniz.


 Müzeyi Orhan Pamuk'un anlatımı ile gezmeyi tercih ettik biz. Bazen kendi kurduğu pasajları bazende romanın içerisindeki bölümlerde Kemal'in anlatımlarıyla kitabı baştan sona tekrar yaşadım. Böylesi bir kurgu, böylesine bir gerçekçilik... Çukurcuma'da bulunan masumiyet müzesi tam da roman da anlatılan Füsun'un evi.. 3 katlı bu şahane eski rum evinde giriş katta sizi romanda bahsi geçen biriktirilmiş 4213 adet sigara izmariti karşılıyor.

Füsun'un meşhur küpeleri.. Hayalimde çok daha farklıydı, oldukça zarif..


Kitapta anlatılan bir çok eşya kutular içerinde hikaye edilerek sergilenmiş, her bir kutu numaralanmış ve kitaptaki pasajlarla ya da Orhan Pamuk'un anlatımlarıyla süslenmiş. Bu yüzden sesli anlatımı tercih etmeniz daha keyifli olacaktır.


Öyle bir kompozisyon kurulmuş ki, romanda ki satırları gerçek kılmak için öyle bir araştırma, biriktirme, dekor etme süreci geçirilmiş ki insan hayran kalıyor.


Kemal'in hediye ettiği kelebekler...Hepsi birbirinden güzel, bunların hepsini bulmak toplamak ise ayrı bir çaba...


3 katlı bu müzede çatı katında Kemal'in odasını bulacaksınız. Duvarlarda ise bu müzenin ve romanın, hayat buluş aşamasındaki Orhan Pamuk çalışmalarını.. Dikkatle inceleyin, sonra romanı tekrar gözden geçirin. İlk cümle ve son cümle ilişkisini müzede de sonuna kadar hissedeceksiniz. Bu kadar gerçek ama bir o kadar da kurgu olan bu dünyaya, yolunuz Çukurcuma'ya düştüğünde muhakkak gidin. 

Mayıs Şarkıları #2

Ay ortası geldi, Mayıs şarkıları piyasada yok diyorsanız valla haklısınız bende ortalarda yoktum. Döndüm ve kalan günler bizimdir diyor, sizi yine müziksiz bırakmıyorum. Malum yaz ayları geldiğine göre artık hareketlenmenin vakti! Dans, müzik,eğlence sizinle olsun...

TKDJS - Don't Leave feat. Ayer

Sam Feldt - Show Me Love (EDX's Indian Summer Remix)

WHTKD - Say To Me