30 Mayıs 2014 Cuma

İzmir'de Nereden Plak Alabilirim?

     Sevdiceğim yıllardır var olan pikap aşkımı fark edip yıl dönümümüz de şahane bir pikap aldı. Tabi işin içine benim vintage merakımda girince pikabım 1978 yapımı... Kendisi şahane hediyemi kıskanıp, bir tanede kendine edindi ve deli gibi plak arayışlarındayız :) Biraz maliyetli bir hobi olsada bir o kadar da eğlenceli... İzmir'de talan etmediğimiz yer kalmadı desem yalan olmaz, bu sebepten sizlere de fikir vermesi için bu yerleri paylaşmak istedim. 
      Hala bir pikabınız yoksa sizi şuraya alalım. İzmir'de pikap alabileceğiniz yerler hakkında fikriniz olsun. 

1.Kızlar Ağası Hanı
Özellikle üst kattaki antikacıları gezmenizi öneririm. Ancak aradığınız plağı bulduysanız da hemen zıplamayın, zira bazı plaklarda gereksiz yere yüksek ödeme yapmış olabilirsiniz. Bu yüzden ön araştırma şart. Çoğu plak satan yerin web sitesi de mevcut ki bu da sizi özellikle kızlarağasına gitmekten kurtarıyor. 
Matara ilgievi'de bunlardan bir tanesi. http://www.matarailgievi.com/

2. Ceyhun Plak
http://www.ceyhunplak.com/ adresinden detaylı bilgiye ulaşabilir, kemeraltındaki dükkanına gidip şahane pikapları, plakları görüp kendinizden geçebilirsiniz. Ayrıca tavan arasında bulduğunuz ama sorununu çözemediğiniz plağınız, gramafonunuz varsa da götürüp gösterebilirsiniz. 

3. Ege Plak ve Kitap
Özellikle arşiviyle neredeyse bulamayacağınız plak yok gibi desem abartmış olur muyum bilmiyorum. Gittigidiyorda da online satışları mevcut ancak İzmir'deyseniz yerinde gidip almanızı tavsiye ederim. Gerçi insan kendini durduramayabiliyor ancak genel olarak plakların büyük çoğunluğu 10/9. Yani çok çok iyi durumda ve temiz. Genel olarak dinlemeden almamcılardan olan ben bile güvenle aradığımı alıp çıkabiliyorum. http://egekitabevi.net/

4. 45'lik Plak Evi
Yine kemeraltında Mirkelam pasajında yer alan bu minik dükkana bayılacaksınız. Bir çok seçenekle göz dolduruyor. Ayrıca e-mail adresinizi bırakmanızla, gelen yeni plaklardan haberdar olabilir satılmadan gidip alabilirsiniz. https://www.facebook.com/pages/45L%C4%B0K-PLAK-EV%C4%B0/186886621368893

5. Doğan Sahaf
Özellikle hoş sohbeti ve ikinci el kitaplarıyla tercihim olan Doğan Sahaf'ın üst katında bir çok plak bulabilirsiniz ancak plakların kategori olarak ayrılmamış olması aradığınızı bulmayı biraz güçleştiriyor, karıştırmak lazım evvela :) http://www.dogansahaf.com/

6. Pop Alaçatı
İzmirliyseniz ve benim gibi Alaçatı aşığıysanız, eminim her boşlukta kendinizi Alaçatıya atmak için bir bahane arıyorsunuzdur ki benimde artık yeni bir bahanem var :) Pop Alaçatı'ya muhakkak gidin, plak olarak çok geniş bir arşivi var diyemem (hatta en son gittiğimde sayıca oldukça azdı) ama pikap, eski radyo, tv, çanta, ayakkabı, yazar kasa, daktilo vs. gibi inanılmaz seçenekler ve hoş dizaynıyla inanılmaz bir yer. İnsan kendini kaybediyor, bir servet bırakıp çıkası geliyor diyebilirim; aman dikkat :) https://www.facebook.com/PopAlacati

7. İbrahim Bey Atölyesi, Alaçatı
Hiç ummadığımız plakları öyle deli gibi paralar saçmadan alabildiğimiz, Alaçatı etiketinden dolayı abartmayan antikacılardan bir tanesi diyebilirim. Arşiv olarakta gayet iyi durumda.. kategori olarak danışmanız gerekse de plakların numaralandırılmış olması aradığınızı bulmanızı kolaylaştırıyor. Ayrıca antika fotoğraf makineleri ve kameralarda beni her gidişimde cezbetmiyor desem yalan olur. Gidin, karıştırın, bulun. Kışında açık olması benim ayrıca bir artı.



Benim bilmediğim veya paylaşmayı unuttuğum yerler varsa yorum bırakırsanız sevinirim :)


Şebnem Burcuoğlu - Kocan Kadar Konuş

*Görsel alıntıdır.
      
      Yazar ve yayın evi, kitabın tanıtımı açısından o kadar başarılı bir kampanya yürüttü ki benim gibi popüler kitap düşmanı birisi bile almadan edemedi. Resmen ne yazdı acaba duygusunun yoğun bir baskısını hissettim ve kitapla ilgili detay içeren yorumları okumaktan ziyade başlığa istinaden enterasan senaryolar yazdım kafamda ki okuyunca anladım ki hiçbirisiyle alakası yokmuş :) Hiç sevmedim, gülmedim diyemem ama bayıldım, okumazsan olmaz da diyemem...

     Kızımız Efsun 30'larının başında, aile ve çevre baskısından dolayı evlenememe histerisine kapılmış bir karakter. Kitapta da denildiği gibi "kocan varsa varsın, yoksa geçmiş olsun". Gerçekçi bir bakış açısıyla düşünüldüğünde ne yazık ki toplum yapımızda böyle bir algı var, sen doktorda olsan, mühendiste olsan, öğretmende olsan bir yerden sonra birey olmaktan çıkıyor kocanın konumuyla, varlığıyla anılıyorsun ki belirli bir yaşı geçmişsen ve hala evlenmemiş isen vayy haline.. Hafif eleştirel metaforlarla süslenmiş, hepimizin biraz kendinden, ailesinden en azından çevresinden bulabilceği kadar yakın bir hikaye..  

18 Mayıs 2014 Pazar

Soma

     Hepimizin duyduğu andan itibaren kahrolduğu, 301 kişinin hayatını kaybettiği (resmi olarak açıklanan bu, gaiplik kararı alınan veya hala daha netleşmeyen rakamı düşünmek bile istemiyorum) bu korkunç "katliam" zaten yeteri kadar üzücüyken günlerdir televizyonlarda izlediklerim, okuduklarım, gördüklerim beni daha da kahretti. Bu sözde kaza üzerine şu olsaydı bu olurdu gibi teorik açıklamalar yapmayacağım, zira iş ve işçi güvenliğini bilen kişiler zaten konuya hakimdir, bilmeyende açsın bir zahmet internetten okusun. 

Özgür Gürel'in Soma konuşması


"işin fitratı"nda artık bu da var

    Olayı politikleştirmeyelim, siyaset yapmayalım diyen arkadaşlarım öncelikle belirtmek isterim ki olay zaten yeteri kadar politik!! 15 gün önce bir vekil mecliste gelecek olan faciayı bas bas bağrıyorsa ve birileri sırf kendileri de bu işe gayri resmi ortak diye aman "maliyetler" yükselmesin diyerek (çünkü önemli olan insan hayatı değil, cebe giren para) bu önergeyi red ediyorsa bu olay politiktir. Sırf gücü tükendi ve birileri artık varlığından duyulan rahatsızlığı dile getiriyor diye konumundan kuvvetle kendi vatandaşını tokatlayabiliyor ve o vatandaş "ya  işsiz kalırsam, bana ve aileme bir şey olursa" korkusuyla "olsun ya o bana vursun ben ondan şikayetçi olmayacağım" diyebiliyorsa, bir başka adam acılı bir yakını tüm kiniyle tekmeleyebiliyorsa, biz bu işi beceremedik demek yerine ama bu "bu işin fitratında var" denilebiliyorsa; tüm bunlar politiktir arkadaşım. Sadece hükumette değil burada sıkıntılı olan durum; işçinin tarafında olması gereken, işçi haklarını gözeten Maden-iş'te bu olayda fazlasıyla ihmalkar ve suçludur ki düşünüldüğünde yine bu ihmalkarlığın sebebide politiktir. Eğitim-sen vb. bir kaç sendika bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirirken, DİSK neyi bekliyor, neden hala genel greve gidilmiyor; bunu da çözebilmiş değilim. (Kesin bu da politik!)   

     Bu kadar mı korkutulduk, sindirildik, tükendik bilmiyorum ama ben hiç rahat değilim. 3 günlük sözde "yas" ve ele tutuşturulan 1000'er liralar ne geride kalanları teselli eder ne de bundan sonrasında olacakları engeller. Genel olarak sıkıntımız, yasal haklarımızı, iş kanunlarımızı, sosyal devlet anlayışını çözemeyişimiz olmalı... Artık kendimize gelebilir miyiz?
    


8 Mayıs 2014 Perşembe

Tezer Özlü - Kalanlar

       


       Tezer Özlü'nün defterinden, sağa sola aldığı notlardan geriye "kalanlar"dan oluşan bu kitap kısa ama bir o kadar anlamlı... Her cümlesi, kelimesi düşündüren altı çizilecek cinsten.

- Yalnız değilsin Mozart seninle. Pavese seninle.
-Unutma: Dostların hep yazarlardı. Öyle de kalacaklar. Bir adam ve bir çocuk. Yaşamın en büyük rastlantıları.
-Özlemin içindeyim şimdi. Ama özlemeye gene de devam ediyorum.
-Hiç kimseyle birlikte yaşlanmak istemiyorum. Kendimle bile...



5 Mayıs 2014 Pazartesi

Blogunu Söyle Keşfedelim

     Pembe Kreasyon blogunun sahibesi gerçekten çok hoş bir etkinlik başlattı. Amaç yeni blogların keşfedilmesi ve tanıtılması.. Liste ise bir hayli kabarık, sende bu etkinliğe katılabilir ya da yeni bloglar keşfederek yeni bir şeyler öğrenebilirsin. Bunun için Pembe Kreasyon'un şu  yazısına göz atman yeterli ve liste sürekli güncelleniyor.. Şimdiden keyifli okumalar :)