1 Eylül 2013 Pazar

Güz vakti




     Eylülün ilk günü itibariyle her ne kadar yazın son demlerini hissetsekte  sonbahara adım atmış bulunuyoruz. Yazı da çok severim ama son bahar benim için ayrı güzeldir. Dökülen sararmış solmuş yapraklarıyla bende bir yenilenme, romantizm, farklılaşma gibi duygular canlandırır; bundan mütevellit ruh halim de epey değişir. Bohem bir ruh haliyle evde kedi besleyeyim, belgesel izleyeyim, kahvenin dibini göreyim, her yerde mumlar, tütsüler yakayım gibi ruh hallerine bürünsem ve hatta bu fikirlerimi gerçekleştirsem de (kedi hariç, normalde pek sempati duymasamda -ürktüğümden olsa gerek- bahar aylarında bu durum değişiyor.) 3 güne kalmadan sıkılıveriyorum.   

     Tabi bir de eylül demek "yeni kararlar, başlangıçlar dönemi" demek. Muhtemelen öğrencilik hayatı boyunca herkes "bu sene geçen seneki gibi olmayacak, şunu şunu ve şunu asla yapmayacağım; derslerime çok çalışacağım." gibi cümleler saf etmiştir. (Hiç biri de gerçekleşmemiş, hatta genelde bir önceki senenin tekerrürü halini almıştır.)

     Sonbahar yenilenebilmek adına en çokta "bakım" zamanlarıdır. Efenim bendeniz cilt bakımı konusunda kozmetik ürünlerindense tam bir doğallık tutkunu olduğumdan sabunlara bayılıyorum. Aktar gezip değişik karışımlar keşfetmek en sevdiğim şeylerin başında geliyor. Mecitefendinin "kayısı çekirdeği kremi" aknelerimin coştuğu dönemlerimde kullandığım muhteşem kokusuna bayıldığım nemlendirici özelliği kuvvetli ve aynı zamanda şifalı bir ürün. Cilt ürünleri herkeste aynı etkiyi göstermese de ben memnun kaldım.. Bir de papatya sabunu var ki, hem yüzümü temizleme açısından etkili hem de akne konusunda oldukça başarılı.   

     Platine yakın uzun sarı saçlarım olduğundan ve malumunuz yazın sıcak, deniz suyu, güneş ışığı derken çok yıprandığından eylül ayı benim için tam bir toparlanma dönemi oluyor. Daha önce hiç yaptırmadıysanız "keratin bakımı"ndan ben çok hoşnut kaldım. İnce telli ve çabuk karışan saçlarınız varsa şiddetle tavsiye ederim. Bunun dışında argan yağıda vazgeçilmezim.
        


     Yazın pek çekilmiyor ama ailecek ya da arkadaşlarınızla puzzle yapmakta bence apayrı bir eğlence. Güzel bir müzik, hoş bir sohbet derken zamanın nasıl geçtiğini ve o puzzle'ın nasıl bittiğini inanın anlamıyorsunuz. :)



     Yaz aylarının buhranlı sıcaklarındansa hiç bilmediğimiz sokaklarda kaybolup yeni yerler keşfedebilmekte sonbaharın en güzel aktivitesi. Yağmurlar başlamadan çıkıp gitmediğiniz, ya da şurayı da görseydik dediğiniz ne varsa çıkın dolaşın derim. Çantada sevdiğimiz bir kitap, fonda hoş bir müzik, elimizde kahve bir de karşımızda deniz varsa uffuuuu değilmesin keyfimize.

    Sizin için sonbahar ne demek?

9 yorum:

  1. Ben sonbaharda hep hüzünlenirim galiba manik depresif ruh halim son baharın gelmesiyle depresifleşir. Puzzle yapmak gerçekten çok eğlenceli. Ama ben en çok bu ay yağan yağmurun sesini dinlemeyi severim tabi kahve kitabımla :)

    http://nypdsena.blogspot.com/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sonbaharda depresif olan bir ben değilmişim, havalardan sanırım :) Yağmur sesi, kahve ve kitap kesinlikle muhteşem. :)

      Sil
  2. Selam takipteyim :) bende bloğuma beklerim...

    YanıtlaSil
  3. Bu sonbahar yeniden canlanma ve hatta yeniden doğuş diye niteleyebileceğim radikal kararlar alma ve hatta özümseme oldu benim için.. Tam da bugün bununla ilgili post hazırladım. Bende beklerim

    Pembe Köpük/ Gözde
    http://gozdeninmasaladasi.blogspot.com/2013/09/yeniden-dogan-eylul.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba gözdecim,
      çok sevindim, tasarımlarını sergilediğin bloğunu biliyordum ama bundan haberim yoktu takipteyim canm.
      sevgiler :)

      Sil
  4. çOK GUZEL YAZI :) Eylül benim için ,Okumadıgım kitapları bitirmek demek ! sıcak çikolata,kahve demek,evde film seyretmek demek .. saymakla bitiremiyecegim tüm güzellikler demek en önemlisi dogumgünümden bir önceki ay demek öpüyorum sevgiler canım :*

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkür ederim :)) Şimdiden mutlu yıllar o zmn :)

      öpüyorum bende canım çok, sevgiler <3

      Sil