12 Ağustos 2013 Pazartesi

Yeşilçam denilince...

  Bayram vesilesiyle birkaç gün evde kalınca ve televizyonda da izleyebilcek pek bir şey bulamayınca, dizilerinde tatile girmesinden mütevellit Türk filmlerini hiç kaçırmıyorum. 2 gündür arka arkaya bu filmlere denk gelince bende de doğal olarak bir nostalji havası oluştu. Hal böyleyken sizinle de paylaşayım istedim. :) 
   
   Birçoklarınız hatırlar, "evlenmek istiyorum" temalı programlar meşhur olmadığı zamanlarda pembe diziler daha yeni yeni türemişken, kadın programlarının K'sı ortada yokken boş olan öğle saatlerinde ya çizgi film yada eski türkfilmleri gösterilirdi. İçlerinde öyle filmler var ki benim için unutulmaz, vazgeçilmez. Yüz kere izlemiş olsam yine oturur izlerim, ilk sefermiş gibi.

 Mahçup Delikanlı : Gülşen Bubikoğlu, Tarık Akan bir filmde oldu mu zaten benim için yeterlidir ama bu filmlerini ayrı severim. (Yaz Bekarı, Evcilik Oyunu, Ah Nerede) Tarık Akan'ın sevdiği kız bir başkasıyla evlenecekken pat diye camı kırıp Gülşen Bubikoğlu'nu kolundan tuttuğu gibi kaçırmasından mı yoksa birbirinden güzel şarkılarla süslenmiş olmasından mı bilinmez yeri ayrıdır.








  
  Sultan : Türkan Şoray denilince sanırım şöyle bir durup düşünmek gerek zira farklı karakterlerdeki rollerin hepsinin üstesinden gelmek ve hepsini başarıyla oynayabilmek büyük bir başarı. Sultan da benim çocukluğum içerisinde "çokameeeel istiyorummm çokaaaameeeeel..." "susadım çeşmeyee.." "tultan benim oladak, -nah senin olacak" replikleriyle halen hafızamda. Bulut Aras, Şener Şen, Adile Naşit ile izlemeye doyulamayan filmlerden.






Yalancı Yarim : "Mahmuuuuuuut!" desem hepiniz hatırlarsınız heralde. Küçük bir nişanlılık yalanı ardından arkası kesilmeyen yanlış anlamalar arasında filizlenen bir aşk. O kadar samimi, o kadar keyifli ki insan izlemelere doyamıyor. Bir de birbirinden güzel Emel Sayın şarkılarıyla adeta mest oluyorsunuz.




Yol : Yılmaz Güney'e Cannes'ta ödül getiren senaryosu Yılmaz Güney tarafından yazılıp, Şerif Gören tarafından yönetilen muhteşem film. Tarık Akan, Halil Ergün, Şerif Sezer'in oynadığı filmde öyle sahneler var ki hala hafızamda. Uzunca bir dönem yasaklanmış olduğundan çok sonraları izleyebildiğim ve sonrasında eski Türk filmleri denildi mi en başlarda sayabileceğim bu filmi halen izlemediyseniz şiddetle tavsiye ederim. İmralı Yarı Açık cezaevinde bulunan mahkumlara verilen bayram izniyle evlerine dönen 5 mahkumun yolda yaşadığı zorluklar ve insan hayatının dramı başarılı bir dille anlatılıyor.





(Fotoğraflar aldatıcı olmasın, film siyah beyaz değil.)

Eski türkfilmleri, yeşilçam denilince sizin unutamadıklarınız bin defa olsa izlerim dedikleriniz en sevdikleriniz neler? 



6 yorum:

  1. O DÖNEMLERİN TADI FARKLIYMIŞ. Bloğunu yenikeşfettim bana da beklerim. www.gecekiyafeti.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kesinlikle bende öyle düşünüyorum :) Tabi ki, takipteyim :)

      Sil
  2. çok güzel, özlemişim bu sahneleri

    YanıtlaSil
  3. Sultan, Selvi boylum Al yazmalım, Neşeli günler , Habamamlar :),
    Züğürt ağa....daha var da bu kadar yeter:)

    http://loveandsmile.wordpress.com/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deprem, Ateşli çingene, tatlı meleğim, Ah nerede, gırgıriye saymakla bitmiyor hepsi birbirinden keyifli :)

      Sil